Blog

Rüzgar ve güneş enerjisi

Rüzgar ve güneş hakkında

 

Sanayi gelişmesini ve büyümesini hızla sürdüren Türkiye’de enerji kapasitesinin artırılması, tüm dünyada olduğu gibi en önemli ve stratejik konulardan biridir. Rüzgar ve Güneş enerjisinin önemi burdan ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde sanayileşmenin hızlı gelişiminin yanı sıra, teknoloji alanında yaşanan gelişmelerin üretim alanına uygulanması sonucunda,  çok yüksek seviyede üretim kapasitesine sahip makineler ortaya çıkmıştır. Tüketim alışkanlığı değişmekte olan insanımızın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla büyük çapta üretim yapan bu makinelerin kullanımıyla birlikte her geçen gün enerjiye duyulan ihtiyaç artmaktadır. Dünya genelinde ve ülkemizde geleneksel olarak ihtiyaç duyulan enerjinin çok büyük bir kısmı fosil yakıt olarak adlandırdığımız kömür, petrol, doğalgaz ve benzeri kaynaklardan sağlanmaktadır. Ancak enerjiye olan ihtiyacın her geçen gün artmasına karşılık fosil kaynakların sınırlı oluşu ve bu kaynakların çevreye vermiş oldukları zararlar yeni enerji kaynaklarına ciddi bir yönelim başlatmıştır. Geçtiğimiz yıl Meksika Körfezi’ndeki petrol sızıntısı ve yakın zamanda Japonya’da yaşanan nükleer kriz benzeri felaketler yenilenebilir enerji kaynaklarını değerlendirecek politikaların önemini dünya genelinde arttırmıştır. Özellikle enerji ihtiyacının büyük bir kısmını ithal eden ve bu ithalattan dolayı cari açıkla karşı karşıya kalan ülkemizde yenilenebilir enerji kaynaklarını en verimli ve etkin şekilde değerlendirmek politik gündemde en üst sıralarda yer almalıdır ve almaktadır. Son yıllarda Türkiye’de uygulanan teşvikler ve yeni yasalar sayesinde yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesinde ciddi artışlar olmuştur. Sayın Başbakana “Su akar, Türk yapar” dedirten hidroelektrik santral yatırımlarının yanı sıra Türkiye rüzgar enerjisi santrallerinin en hızlı büyüdüğü ülkeler sıralamasında dünya birincisidir ve bu alandaki potansiyelin şimdiye kadar yalnızca % 15’i kullanılmıştır.

Rüzgar ve güneş enerjisi mevzuatları

Bununla birlikte kısa süre önce yatırımcıları yakından ilgilendiren 2 mevzuat değişikliği gerçekleşmiştir. Bunların ilki 21 Temmuz 2011 tarihinde yürürlüğe giren yönetmeliktir. Bu yönetmelik sayesinde kurulu gücü azami 500 kW olan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinde lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğü kalkmış bulunmaktadır. Özellikle rüzgar gülü kullanarak kendi elektriğini kendi üretmek isteyen yatırımcılar için bu çok güzel bir fırsattır. Konya’mız döküm ve metal işleme sanayisiyle rüzgar gülü üretimi için çok elverişlidir ve tam bu noktada üstün Alman mühendisliğinin neticesi olan türbin üretim lisansına sahip AYETEK Wind şirketimiz faaliyet gösterecektir.

İkinci bir mevzuat değişikliği ise güneş enerjisi alanındadır. 11 Ağustos 2011 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesisi kurmak için yapılacak lisans başvuruları kapsamında, 31 Aralık 2013’e kadar güneş enerjisine dayalı üretim tesislerinin bağlanabileceği trafo merkezleri ve bağlantı kapasitelerini belirlemiştir. Buna göre Konya’mız için toplam 13 trafo merkezine dağıtılmış olarak 92 MW kapasite ayrılmıştır. Bundan sonraki süreçte EPDK tarafından yayımlanacak Ölçüm Tebliği çerçevesinde, yatırım yapmayı planlayan özel şirketler, açıklanan trafo merkezlerinin kapasitelerini de dikkate alarak ilgilendikleri bölgelere yönelik belli bir süre güneş ölçümleri yaparak sonuçları ile birlikte EPDK’ya başvurmaları gerekecek. Bu güneş ölçüm hizmetleri ve bununla birlikte EPDK’ya yapılacak olan başvurular şirketimiz AYETEK Enerji tarafından uluslararası standartlarda sağlanmaktadır.

Kısacası, ülkemiz rüzgar ve güneş enerjisi alanında lider olmaya taliptir. Hadi hayırlısı…

Bu yazı Konya Vizyon dergisinde yayınlanmıştır.